İnsan-yemek ilişkisi, çok yönlü ilişkiler ağının egemen olduğu bir kültür birikiminin oluşmasına sebep olmuştur. Diğer milletlerde olduğu gibi Türk kültürünün tarihsel kaynakları üzerinde durulduğunda yemek ve onun ayrılmaz parçası olan yemek kültürü de kendini belli eder. On birinci yüzyıldan kalma Divanü Lugati´t-Türk ve Kutadgu Bilig gibi dil anıtları, bize yeme içme kültürünün somut örneklerini sunarlar. Köktürk yazıtları ve diğer arkeolojik bulgular Türk yemek kültürünün daha eskilere uzanan ipuçlarını da bize ulaştırıyor. Yemek Kitabı ise Türk yemek kültürünü, tarih, halkbilimi ve edebiyat ilişkisi ve bakış açısıyla ele alıyor. Birbirinden bağımsız yazıları, bir mantık silsilesi ile içten içe bir araya getiren bağlar, her türlü dış etki ve değişme sebebine karşın yara alsa bile ayakta kalmayı başaran Türk yemek kültüründen söz edilebilmesinin de kanıtları sayılmalıdır. Yemek Kitabı, yemeğe verdiğimiz önemin, her türlü olumsuz koşul altında bile onu korumaya kararlı oluşumuzun da bir belgesi aslında.
(Arka Kapak)