Türkiyedeki politik sistemde aranan bütünlüğü, soyut (ve muktedir, yönetici, yönlendirici) bir varlık olarak değil; tarihsel, düşünsel ve eylemsel boyutları öne çıkan çok yüzlü bir yapı olarak ele almak gerekmektedir. Bütün bu sahayı, tüm karmaşasına rağmen büyük bir basitleştirme ile özne-nesne, istikrar-değişim, yapı-aktör, devlet-toplum, yerel-küresel, tekilcilik-çoğulculuk, dâhil etme-hariçte bırakma, özgülleşme-eklemlenme, metinsellik-söylemsellik ve/veya kurucu paradigma-parçalayıcı paradigma gibi kavram çiftleri üzerinden tahlil etmek ve birbirinden ilginç tartışmalara zemin hazırlamak mümkündür. Nitekim saydığımız yaklaşımlardan bazılarına ve daha başka teorik referanslara yapılan başvurular, ilerleyen sayfalarda okurların dikkatine sunulacaktır. Bu metinler, genel ezberlere bir itiraz ruhuyla 2009 yılının sonlarından 2013 yılının başlarına dek geçen kısa sürede çeşitli yerlerde yayınlanmıştır. Bu bakımdan, derlemeyi oluşturan her bir yazının, varlık sebebi olan konuda, bir ya da birkaç tezinin bulunduğunu söylemek mümkün gözüküyor. Derlemede yer alan ilk makalede Türk sağına, ikincisinde ise Kemalizme karşı takınılan eleştirel tavır; merkez-çevre meselesine gelindiğinde, bir bütün olarak muktedir olma hâline yönelmektedir. İlerleyen sayfalarda da Türk soluna ve sağına dair eleştirel yaklaşım sürdürülmektedir. Bu eleştirelliğin sebebini merak edenler için güncel politik gelişmelere gelişigüzel bir bakış bile, yeterince açıklayıcı olacaktır.