R. G. Collingwood, bütün hayatı boyunca felsefe ile tarihi bir araya getirmeye çalışmış bir felsefeci ve tarihçidir. Batıda son yıllarda tarih felsefesine artan ilgide Collingwood´un konuya ilişkin yaklaşımının büyük bir rolü vardır: ´Bir tarih felsefesinden, ancak tarihçinin hakikate ulaşma çabası üzerinde yoğunlaşan felsefi bir tefekkür olduğu takdirde bahsedilebilir.´
Collingwood´un bu yaklaşımının açılımı ve sonuçları, The Idea of Hitory (1946) ve en az bunun kadar önemli olmakla birlikte daha az bilinen An Autobiography (1939) adlı eserinde yer almaktadır. Bu eserde yer alan sekiz deneme, Collingwood´un tarih felsefesi üzerine olan ilk çalışmalarını ihtiva etmektedir.
Collingwood bu eserdeki ilk denemesinde felsefeyi tarihe indirgediğinden dolayı Croce´u eleştirmekte ve tarih ve felsefenin -aralarında karşılıklı bir ilişki olmasına rağmen- bağımsız disiplinler olduğunu iddia etmektedir. İkinci deneme, (tarihçi cüz´i vakıanın bilgisiyle, bilim adamı ise külli vakıanın bilgisiyle ilgilendiğinden dolayı) tarihin bilimsel olmadığını iddia eden görüşe karşı kaleme alınmıştır. Üçüncü deneme, tarihin bilimsel karakterinin tartışması üzerine devam eder. Dördüncü deneme Spengler´in The Decline of the West (Batı´nın Çöküşü) adlı eserin eleştirisinden oluşur. Beşinci ve yedinci deneme, ilerleme ideasının eleştirisini hedefler. Altıncı deneme Collingwood, tarihi ´birbirini izleyen olayların şüpheli hikayesi´ olarak düşünen kimselere karşı tarihsel araştırmanın güvenirliğini savunur. Sekizinci deneme, The Idea of History´nın güzel bir numunesidir. Burada Collingwood´un ilerideki çalışmalarında ele alacağı pek çok temaya rastlanır.