Harika bir icat olan radyo bizde heyecanla karşılanmış, radyo dinlemek, radyoya sahip olmak için büyük zahmetlere girilmişti. Radyonun tekniğine akıl sır erdiremeyenler radyoya “cin fırıldağı” gibi isimler takılmıştı. Radyo iktidarın sesiydi: Mareşal Fevzi Çakmak öldüğünde radyo gereken saygıyı göstermemiş, gün boyu radyoda oyun havaları çalmış, halkın kızgınlığı cenazeyi tam bir mitinge dönüştürmüş, “Milli Şef” İnönü’ye karşı tepkiler büyümüştü. Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbles radyonun önemini hemen kavramış, ucuz radyo imal edecek fabrikalar kurmuş, eğlenceli müzik programlarının arasına propaganda sözleri yerleştirmişti. Televizyon öncesi bizdeki darbe dönemleri de bundan ilam alarak darbe meşruiyetini ve darbe propagandasını radyo üzerinden yapmıştır. Hatta darbe anonsu bile radyodan yapılmıştır. Bizim Radyo, TKP’nin Sesi radyosu gibi radyo yayınları yerli yabancı propaganda kanalları olmuş, yerel radyolar yerelin sesine yer vermiş, Köln radyosu Almanya’da yaşayan yurttaşlarımızın sesi olmuştu. Edebiyat radyoda ses bulmuş ve çok sevilmişti. Ses sanatkarları vatandaşa radyodan sesini duyurmuştu. Radyo programları, radyo ayarı, radyo tamiri gibi dergiler yayımlanmıştı. Bu kitap Türkiye Radyolarının kurulmasını sağlayan Celal Bayar’ın anısına ithaf edilmiştir