Bugün Nahçıvan sınırları içerisinde bulunan Alıncak Kalesi, Ortaçağın ele geçirilmesi imkânsız görülen en önemli kalelerinin başında gelmektedir. Kalenin daha geç dönemlere ait bir yapı olduğunu söylesek de bu tezi ispatlayacak somut veriler mevcut değildir. Öte yandan Ortaçağda birçok devletin idaresinde kalan kale, birçok muhasara ve tahrip gördü. Bu muhasaralara karşı kalenin en uzun direnişi ise şüphesiz yenilgi yüzü görmemiş olan Emir Timur ve onun ordularına karşı oldu. Kale, ancak Timurlu ordularının 14 yıl süren muhasaralarından sonra Timur’un eline geçti. Alıncak Kalesi’ni diğer Ortaçağ kalelerinden ayıran belirgin farklar mevcuttu. Herşeyden önce müstahkemliği ile ön planda olan kale, aynı zamanda birçok farklı amaç içinde kullanıldı. Burası, hükümdar ve ailelerinin tehlike anlarında kendilerini muhafaza edebildikleri önemli bir sığınaktı. Korunaklı olmasından ötürü birçok devletin, hazinelerini muhafaza ettiği yer ve suçluların tutulduğu önemli bir hapishaneydi. Bir dönem Sünni İslam dünyasının başına bela olan Hurûfîlerin sığınağı olan Alıncak, Fazlullâh-ı Hurûfî’nin öldürülmesinden sonra Hurûfîlerin kabesi olarak görüldü. Elinizdeki kitap, Dede Korkut destanında dahi adı geçen Alıncak Kalesi’nin tarihi süreçteki tüm yönlerini ele almaktadır.