Doğu ile Batı'nın gelişme ve ilerleme anlayışları farklı olmuştur. Batı, değişme ve ilerlemeyi mihaniki bir tarzda, her kademede biri ötekinden farklı olan, birbirini aşan yeni olgular meydana getirmek suretiyle bir senteze ulaşma şeklinde anlar. İlerleme, bir durumdan ötekine geçme, bir sıçramadır. Halbuki Doğu, bir buğday tanesinin bir başağı oluşturması gibi, kendi iç dünyasından filizlenen bir tekevvün olarak açıklar. Biri bir varlıktan bir başka varlığa geçiş gibi yan yana ilerleme, diğeri aynı varlığın kendi içinde meydana gelen içiçe bir değişme ve olgunlaşmadır.
Bu araştırma, başağın çınarla temsil edildiği Osmanlı toplumunun iç dinamiklerini ve kendini yenileyememe sebeplerini konu edinmektedir.