Ortaçağ coğrafya kitapları özellikle tarihçiler arasında ilk elden kaynaklar olarak gösterilmektedir. Bunun başlıca sebebi, eserlerde yer alan bilgilerin çoğunun bizzat yazarları tarafından doğrulanan bilgiler olmalarıdır. Kaynak niteliğinde olmalarının dışında, içeriklerinin zengin olmalarının da bu açıdan önemi büyüktür. Zira, tarihî ve coğrafî bilgilerin yanı sıra ekonomik, kültürel, antropolojik, filolojik bilgiler de mevcuttur. Bu bakımdan bu eserleri, kültür tarihinin temel kaynakları arasında değerlendirmek mümkündür. Ya’kûbî’nin Kitâbü’l-Buldân’ını, İbn Hurdazbih’in Kitâbü’l-Memâlik ve’l-Mesâlik’ini, İstahrî’nin Mesâlikü’l-Memâlik’ini ve Hudûdü’l-Âlem’i daha önceye Türkçeye çevirmiştik. Söz konusu eserlerin Türkçeye kazandırılması hem bu eserlere erişimi kolaylaştırmış hem de kaynakların tanınırlığını artırmıştır. Ayrıca çevirisi yapılan coğrafya kitaplarının sayısının artması bu alana gözle görülür bir ilginin olduğunu göstermektedir. Mühellebî’nin Kitâbü’l-Azîzî-el-Mesâlik ve’l-Memâlik’i de coğrafya alanında kaleme alınmış eserlerden birisidir. Sahra altı Afrika coğrafyası üzerine ilk bilgilere bu eserde rastlanmaktadır. Eser bizzat müellif tarafından gezilip görülen coğrafyalar üzerinedir. Bu yönü vermiş olduğu bilgileri daha da önemli hale getirmektedir. Eserin Türkçeye kazandırılması ile bahsi geçen coğrafyalar üzerine araştırma yapan akademisyenlerin işlerinin kolaylaşacağı kanaatini taşımaktayız.