Düşünce tarihinin en köklü problemlerinden olan akıl - vahiy felsefe - din ilişkisi meselesi, Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi iki büyük kitabi dinin temel konularından birini oluşturduğu gibi, İslam düşünce tarihinde ve özellikle İslam felsefesi geleneği içerisinde de oldukça önemli bir yere sahiptir. Hatta denilebilir ki, akıl - vahiy ilişkisi meselesine bakış ve bu çerçevede getirilen açıklama ve çözümler İslam felsefesinin en orjinal yönlerinden birini oluşturmaktadır. Bu durum onların içerisinde imal-i fikr eyledikleri felsefi, bilimsel ve kültürel çerçeve yanında, meseleyi belli bir sistem içerisinde külli olarak ele almalarından kaynaklanmaktadır. İşte bu özelliktir ki onları, tarihte olduğu gibi günümüzde de bir kısım düşünür ve bilgini etkileyebilecek bir konuma oturtmaktadır. Bu bakımdan böyle bir konuya İslam filozoflarının ve bilhassa İslam felsefesine yön vermiş Kindi, Farabi ve İbn Sİna'nın nasıl baktığını ve özüm ürettiğini anlamak, gerek klasik gerekse modern İslam düşüncesini bir bütün olarak kavramada önemli bir katkı sağlayacaktır.