Edebiyatımızın son birbuçuk asrı, klasik edebiyatımızdan bir farklılaşmanın, değişmenin, yeni konu, tür, tarz, ve düşüncelere, kısacası yeni edebi estetik ve teorilere, fikri ve edebi akımlara yavaş yavaş bir açılmanın kendisini gösterdiği bir dönemdir. Bu açılım ve farklılaşma, köklü bir gelenekten başka bir teorik ve estetik düzlemin, temelde yatan farklı bir dünya görüşünün adaptasyonuna geçişteki bocalama ve acemilik olgusunu da beraberinde getirmiştir. Fakat bu dönem, Divan edebiyatımızla kıyaslandığında, kısa olmakla birlikte, gerek edebi, gerekse toplumsal, tarihi ve ideolojik olgu, sancı ve problemleri içermesi, işlemesi ve yüklenmesi açısından bize daha yoğun görünümler hazırlamıştır. Bunların birçoğu, geniş bir perspektifle bakıldığında, bugünkü hayatımızı doğrudan doğruya ilgilendiren ve hatta etkileyen problemlerdir de.
(Arka Kapak)