1960 sonrası Türk edebiyatında şair, oyun yazarı, çevirmen ve denemeci kimliğiyle kendi edebî dilini ve dünyasını kurmayı başaran A. Turan Oflazoğlu, edebiyat dünyamızda evrenseli yerelin içinde inşa eden sanatıyla öne çıkar. Aktüalitenin gelip geçiciliğine kapılmaktan öte, insanın evrensel gerçekliğine eğilmesi, bunu kurgulamayı başarması, onun hakkında gelecekte de Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olacağı yargısında bulunmayı mümkün kılmaktadır. Daha ilkokul yıllarında başlayan tiyatro tecrübesi, Amerikada profesyonel yazarlık eğitimiyle sürer ve devamında Türk edebiyatının şaheseri sayılabilecek birçok eser kaleme alınır.
Oflazoğlunun şahsiyetini, fikir dünyasını ve eserlerini tahlilî bir tarzda ele alan ve onun mutlak peşinde inşa ettiği sanat dünyasını anlamaya çalışan bu kitapta, otobiyografinin sanatkârı besleyen bir kaynak olarak tuttuğu yer üzerinde durulmakta; fikir dünyasının Shakespeareden Nietzscheye, Yunus Emreden Rilkeye uzanan geniş yelpazesi irdelenmekte; gerek şiir-tiyatro gerek deneme-çeviri türünde kaleme aldığı otuza yakın eseri incelenmektedir.