Kendi farkındalığına varan insanın ilk teşebbüsü, konuşma(sı)dır. Başkalarının farkına varmasıyla konuşmanın yanında yazma isteğini de duyan insan; konuşma ve yazma sürecinde belâgati (ilmini) keşfeder. Bütün bilim dalları ve disiplinlerle belli ölçüde ilgili/ilişkili olan belâgat ilmi, her alandaki gelişme ve değişmelere paralel olarak gelişmeye ve güncellenmeye devam etmektedir. Geçmişi, Doğu ve Batı'da çok eskilere kadar giden belâgat ilmi, İslam dininin temel kaynağı olan Kur'anla zirveye ulaşır ve böylece evrensellik kazanır. Konuşma ve yazma, insanın vazgeçilmez bir aracı olduğu sürece belâgat ilmi, önem ve değerini artırarak devam ettirecektir. Çoğu Doğu medeniyetlerinde olduğu gibi İslam ve Osmanlı medeniyetinde de işin kuralları, tanzimi ve tasnifinden çok uygulanması ön plana çıkmaktadır. Elinizdeki eserde; belagatin ne olup olmadığı, kuralları, tasnifi gibi hususların yerine İran'ın yarı efsanevi tarihinin beliğ bir şekilde aktarılması gözlemlenmektedir.